Yörükkırka Köyü Hakkında

Yörükkırka Köyünün tarihi tam olarak bilinmemekle beraber Kütahya Germiyanoğulları Beyliği'ne mensup olan bir grubun oturduğu, sonradan İran-Horasan'dan Kara Keçili Yörüklerden 40 kişilik bir grubun gelerek köye yerleştiği biliniyor. Köyün adı Kırkyörük olarak anılmaya başlar. Zaman içinde Yörükkırka olarak kayıtlara geçmiştir.

Köye ilk yerleşenlerin Şabanlar Sülalesinin Kara Keçili Yörüklerinden olduğu bilinir. Aslında köyümüzde yerleşim çok eski tarihlere dayanmaktadır. Köyümüzün sınırları içinde yer alan Ulluk Vadisinde bulunan mezar taşında; Damas oğlu Damas tarafından karısı Glupte'ye, Kızı Apelione ve kocası Teymotes tarafından anneleri Glupte'ye Tanrı Zeus Bronton'a (gök gürültüsü, tarım tanrısı) adanan bir mezar taşı olduğu tespit edilmiştir.

Ayrıca köy içerisinde bulunan bir mezar taşında ise Bakos adlı kişi tarafından Dianizos, üzüm bağlarının koruyucu tanrısına adına bir taşın okuması yapılmıştır. Milattan sonra 2. Yüzyıla ait oldukları tahmin edilen bu taşlar 1800 - 2000 yıllık eserlerdir. Resmi olarak kayıtlara alınmıştır. Oturduğumuz bu topraklarda 2000 yıl öncesinde tarımın yapıldığı hatta üzüm bağlarının olduğunun kanıtıdır. Roma dönemi bir yerleşim yeri. Bu eserler Hafize Çevir Köy Kültür Evi bahçesinde sergilenmektedir. Yörükkırka köyümüz 60 hanelidir.

Tarım Aletleri müzesi

Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine bağlı Yörükkırka Mahallesi'nde yer alan Tarım Aletleri Müzesi, köyün geleneksel tarım mirasını yaşatmak amacıyla kurulmuş bir kültürel mekândır. Odunpazarı Belediyesi'nin öncülüğünde 2021 yılında açılan müze, Hafize Çevir Köy Kültür Evi'nin bir parçası olarak hizmet vermektedir. Bu yapı, aynı zamanda Kadın Dayanışma Odası ve kütüphane gibi unsurları da barındırarak, mahalle sakinlerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler.

Müze, geçmiş dönemlerde kullanılan geleneksel tarım aletlerini sergileyerek, ziyaretçilere Anadolu kırsalının tarımsal tarihini ve köylü yaşamını tanıtıyor. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un da vurguladığı gibi, iklim krizi ve modernleşme karşısında tarıma ve köylere sahip çıkmanın önemini simgeleyen bu mekan, dayanışma ruhuyla ekolojik pazar etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor. Köy ürünleri sergileri ve şenlikler sayesinde, Yörükkırka Mahallesi canlı bir kültür merkezi haline gelmiş durumda.

Ziyaretçiler için ücretsiz erişime açık olan müze, özellikle öğrenciler ve tarih meraklıları için eğitici bir deneyim sunuyor. Yörükkırka'nın doğal güzellikleri arasında konumlanan bu müze, Eskişehir'in kırsal turizmine önemli bir katkı sağlıyor.

Cem evi Ve Kültür evi

Cemevi ,alevilerin zikir yaptıkları,bağlama çalarak karşılama yada semah döndükleri ibadethanedir.. Kıyam,rüku,secde ve niyazla birleştirilmistir. İlk cemevi 1200 yıllarında Malatya,arapgir,onar köyünde yapılmıştır. Yörükkırka köyü cemevi 1 Mart 2009 yılında ibadete açılmıştır.

peribacaları ve yürüyüş yolu

Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine bağlı huzurla kuşatılmış Yörükkırka Köyü, doğal güzellikleriyle doğa severleri büyüleyen bir cennet köşesi. Köyün eteklerinde yükselen peri bacalarına benzer etkileyici kayalar, Kapadokya'nın mistik siluetini andıran konik ve delikli oluşumlarıyla ziyaretçileri hayran bırakıyor. Bu jeolojik mucizeler, rüzgar ve su erozyonunun binlerce yıllık emeğinin ürünü olarak, değişik renk tonları ve sıra dışı şekilleriyle adeta bir açık hava galerisi sunuyor.

Kayaların hemen önünde uzanan 1,5 km'lik patika ise mükemmel bir yürüyüş alanı vaat ediyor. Kolay ve keyifli rotası sayesinde her yaştan gezgin için ideal olan bu patika, yemyeşil vadiler arasında serpilen manzaralarla dolu. Yürüyüş sırasında kuş sesleri ve tertemiz hava eşliğinde peri bacalarına benzer kayaların büyüleyici detaylarını yakından keşfedebilir, fotoğraf çekebilir ve doğanın ritmini hissedebilirsiniz.

Yörükkırka, hem tarihîn izlerini taşıyan sakin bir köy atmosferi hem de bu eşsiz doğal oluşumlarla, hafta sonu kaçamakları için ideal bir destinasyon. Doğa yürüyüşü tutkunları, fotoğrafçılar ve macera arayanlar için unutulmaz bir deneyim sunan bu bölgeyi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin!

Öksürük kayası,

2024 yılında 78 yaşındaki bir büyüğümüzün anlattiğına göre çocukken öksürüğü olan çocukları bu kayanın altından geçirdiklerinde öksürüğü kesilirmiş. O nedenle bu kayanın adı öksürük kayası olarak kalmış.

Arı kuşu doğal koruma alanı

Arı kuşu (Merops apiaster), adını avladığı arılardan alan renkli ve zarif bir ötücü kuştur. Trochilidae familyasına mensup olmasa da (bu hata bir karışıklık olabilir; aslında Meropidae familyasındandır), Avrupa, Asya ve Afrika'da yaygın olarak görülür. Türkiye'de ise özellikle Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde göçmen bir tür olarak bilinir. Bu kuşlar, açık habitatları tercih eder; kumlu ve killi topraklarda 2-3 metre uzunluğunda tüneller kazarak yuva yaparlar. Üreme dönemi ilkbaharda başlar ve yumurtalarını (genellikle 5-7 adet) bu tünellere bırakırlar. Beslenmelerinin %80'ini arılar ve diğer uçan böcekler oluşturur, bu sayede ekosistemde doğal bir haşere kontrolü sağlarlar. Türkiye'de arı kuşlarının üreme alanları, habitat kaybı, pestisit kullanımı ve iklim değişikliği gibi tehditler altında olduğundan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) tarafından çeşitli doğal koruma alanlarında izlenir ve korunur.

Özellikle "Arı Kuşu Üreme Alanları Doğal Koruma Alanı" olarak tanımlanan bölgeler, kuşların yuvalama tünellerini barındıran kumlu yamaçlar ve nehir kenarlarını kapsar. Bu alanlar, nitelikli doğal koruma statüsünde tescil edilerek madencilik, toprak kazma veya atık dökme gibi faaliyetlere kapalı tutulur. Koruma çalışmaları kapsamında, kuş gözlem kuleleri kurulur, bilimsel izleme yapılır ve geleneksel arıcılık gibi uyumlu faaliyetlere izin verilir.

Bu koruma alanları, biyolojik çeşitliliği korumanın yanı sıra turizm ve eğitim için önemli birer cazibe merkezidir. Ziyaretçiler, kuş gözlemi ve doğa yürüyüşleriyle bu zarif kuşların danslarını ve tünel yuvalarını izleyebilir. Koruma çabaları sayesinde arı kuşu popülasyonu stabilize edilmekte, ancak tarım ve sanayileşme baskısına karşı daha fazla farkındalık gereklidir.